22 Ağustos 2011 Pazartesi

Ankara Otelcilik Okulu Günlükleri

(Cemal Demir AOO 1966-1969)
46. KOĞUŞ Yıl 1968
Günlerden Pazar
46. koğuş sessizdi
Gelişigüzel dizilmiş
Sıra sıra ranzalar
Okul binasından da eskiydi
Dışarıda fırtına
Cadde lambalarına elense çekerken
Dayanamadı Şerif Sivrioğlu
Seslendi..
-Bekir Efendi! Bekir Efendi!
-Donyoz! Donyoz diyom
-Petekler buz gibi.
Hala söyleniyordu.
Ettirmen bana şimdi.
Soğuktan duvarlar titredi
Galoriferin yancağ yok
Ne bu len..
Bokumuz dondu gari
Şivesiyle konuşurdu
Ödemişli Şerif
Bekir efendiye sitem eder
Ama kızmazdı.
Çekinerek geldi
Bekir efendi süklüm büklüm.
Bir sağa bir sola baktıktan sonra,
Kimsenin görmediği ve duymadığından emin,
Başladı anlatmaya
Halim Beye sordumdu geçende…
Kış geldi… Kömür Lazım.
Havalar soğudu zahir
Kalorifer yanmalı
-Ne dedi Halim Bey
-sıcak su.. da olmalı
Halim Amca ne dedi deyom.
-Ödenek yokmuş
-Ne demek len Ödenek
- Anlamadınmı len.
-Para yokmuş Para !!!
Diye lafa karıştı
Camoka
Paranın adınımı değiştidi len bunlar
Ödenek deyince daha bi hoşmu olyomuş
Ülen burası Devlet okulu değelmi
Yoğsam biz öksüz o çocumuyuz.
Analarımız bizi bureey
Adam olsun diye gönderdi
Kıçı donsun deye deel
Halim amcaya deki
Her Gün Kapuska, Karnabahar
Bıldıra Çıkmaz bu taylar
Arpa Buydey tamamda
Küheylanı tımar Tav’lar
Aha bure yazyom
Acıklı bi mektup yazcem
Bakana.
Adını da “ALLAHIM! GALORİFERLER YANMIYO, BEN ÜŞÜYORUM.” Koycem
Yok len 46. Koğuş kutuplarda desek daha iyi olur. Adını diye öneri getirdi ikizlerden biri
-Mektubu sen yazarsan adını öyle korsun. diye cevap verdi Şerif.
Koğuştaki bu muhabbet uzayıp koyulaşmaya doğru giderken, hafiften bir kokuda etrafa yayılmaya başlamıştı.
O Gün Koğuşta Gündüz uykusuna yatan Selim, Revire giden arkadaşının battaniyesiyle ilave bir barikat kurmuştu soğuğa karşı. Kafasının üstüne çektiği battaniye yumağını kaldırınca başı çarşaflara Sarılı halde dikildi, canlanan mefta gibi yatağın içinde yığın halinde uyku mahmurluğunu üzerinden atamamış halde, öylece duruyordu. Etrafa saçtığı o kesif kokuyla beraber, bir serzenişle, çok gürültü yapıyorsunuz, uyuyan varken diyecekti Ki; Camoka lafı ağzına tıktı. Ben sana kafana o pisliği sürme demedim mi diye çıkıştı arkadaşına. Diğerleri ne olup bittiğini anlamadan Selim dışarı kaçtı.
Camoka da olayı merak eden arkadaşlara anlatmak zorunda kaldı. Malumunuz arkadaşlar, ben bir otelde çalıştığım için gece saat 2.00 den sonra geliyorum kuğuşa. Geçende geldiğimde hepiniz mışıl mışıl uyuyordunuz, temizlendikten sonra ses çıkarmamaya özen göstererek, yatağıma girecektim ki, şimdiye kadar hissetmediğim keskin bir kokunun olduğunu fark ettim. Her tarafı aradım, tüm arkadaşlarıma tek tek baktım ama nafile, çünkü ışığı yakamıyordum.
Bu arada benim kokudan rahatsız olduğumu anlayan Selim kardeşim bana sessizce, Cemal ben saçıma bir ilaç sürdüm o biraz kokuyor dedi. Biraz falan değildi tabi, tabiri caizse bir kokarcayı bile öldürebilir şiddetindeydi bu koku. Peki dedim bu ilaç ne işe yarıyor. Benim saçlarım dökülüyor onun için bu karışımı tavsiye ettiler demez mi. (Düşünebiliyor musunuz Adam 20 kişilik bir koğuşta kokarca gibi kıvrılıp yatıyor ve rahatsız olmuyor, arkadaşlarının rahatsız olabileceğini düşünmüyor. Tepkilerden çekindiği için olsa gerek, gece herkes yattıktan sonra yapıyor bunu.) Tabi hemen her zaman olduğu gibi Duş almak için, soğuksudan başka alternatifimiz olmayan Banyoya soktum. Başını 4-5 sabun seansıyla kokmaz hale getirdikten sonra yatağa sokup yine şefkatle üstünü örttüm. Şerif Hadi orda Camoka seni biliyoruz sen o dediklerinin hiç birisini yapmamışsındır. Ya ne yaptım sanıyorsun. Senin yaptığın tek şey çabuk dışarı çık ve temizlenmeden gelme arkadaşım olmuştur. Evet aynen öyle oldu, arkadaşı madara etmek istemedim fakat çok kızmıştım. Şerif yine atıldı – İlacı neymiş len bu kelliğin. Kimsenin teşebbüs etmemesi için söz aldıktan sonra, Karışımın detaylarını, Selimin bana verdiği gibi anlattım. Tarotor tarifi veriyorum sanmayın, içinde Sirke Sarımsak ve yumurta var dersem yeter mi.

NOT: Aramızdan ayrılan, sevgili arkadaşım İzmir-Ödemişli Şerifin Sivrioğlunun anısına
Başına o karışımı süren arkadaşımın ismi değiştirilmiştir. İnşallah kel olsa bile kelliğiyle de mutludur.

Hiç yorum yok: