13 Ağustos 2017 Pazar

İNSAN OLMAK YAŞADIĞIN TOPLUMA KARŞI SORUMLULUK DUYMAKTIR




 
 

Normal insanlar işler çıkmaza girmeden önce düşünceye başvururlar çünkü onlar düşünce gücüne inanırlar. Akla değer vermeyen âdem ise işlerini Allaha havale eder. Aslında sanal olarak tanrı varlığına inansa da onun buyruk aldığı kişi Tanrı değildir. Tanrı ile kul arasına kendilerini koyan din adamları veya çok bilen Cuma gediklileri, cahil tanrılardır. Bu muhteremler üçüncü bir ses olarak tanrı buyruğu gibi emirler vermelerinden de anlaşılacağı gibi, kendisini tanrı yerine koyan egosunun esiri olmuş kimselerdir. Tebaası sandığı 80 milyon vatandaşın kaderini de böylece bu cahil tanrıya teslim etmiştir. Elbette ki Tanrının gücü hiç bir güçle sınanamaz. Fakat Allah dünyevi işlerinde başvurulacak mercii değildir. Tanrı onun sana verdiğin aklı kullanamadığında, kendisini inkâr ettiğini buyurmuştur. Onun içindir ki, sana yolladığı kitabına ilk söz olarak “Oku ya Âdem.”  Cümlesini buyurmuştur. Kendin öğrenmeye çabalamaz her iyi ve iyiye yoğrulmayan mendebur işin için Allahtan yardım ister veya işi onun üzerine yıkarsan. Tanrı da kul da senin adamlığını sorgular. O sebeple adam olan ruhani işlerimin harici hiçbir işini Allaha havale etmez. İnsana verilen akıl doğrultusunda her âdem kendi kaderini kendisi belirler. Aklın varsa birçok yanlışı yapmaktan kaçınırsın. Ve yine akıl yoludur beşeri ahlaksızlıklardan ve terbiyesizce davranışlardan uzak tutan. Mesela askerimi kendi hırslarım için ateşe atmazsın. Ateşe atıp ta sonra şehit oldular demeye utanırsın. Vatanı için ölüme giden bu yiğitlere de iftira atıp, hapislerde çürütmezsin. Kendimi Allah’ın elçisi gibi görmeye arlanırsın.  Kamyon kazasında ölene de, devlet memurudur diye şehitlik payesi vermeye utanırsın.  Dahası, toplumun kurallarına uymaya özen gösteririm. Kimsenin sende hakkı kalsın istemezsin... Ben bu fakir milleti gırtlağına kadar borca batırıp, saray yaptıramam dersin. O sarayın ismini küllüye olarak değiştirip te yaptığım ayıbı yaftalayamam. Memleketi yaşanmaz hale getirip, her bombalama olayından sonra yüzlerce talihsiz insanın hesabını vermek için, istifa etmek yerine, hadisenin vuku bulduğu bölgeye şehitler ismini vermekten hicap duyarsın. Utanmaktan ve vicdan acısından halkımın içine çıkamazsın, her gün gelen şehitleri ana babalara anlatamazsın. Halkının malını zimmetine geçirip te sonra da pişkinliğe vurup, montaj bu montaj diyemezsin vicdanın tırmalar gırtlağını. Tüm suçları benim ve avenemin suç ortağı olduğumuz Fetö’ye yükleyemezsin. Yukarıda Allah var der korkarsın.

 
İnsanım diyorsam, bir şey yapmadan önce etraflıca düşünürüm, aklım ermezse sorup, soruştururum. Yapacağım şeyin kime zararı olur, kimler incinir veya daha kötüsü kimlerin ocağı söner diye hayıflanırım. Aklım yetmediğinde vicdanıma sorarım. Düşünürüm arkasından bıçaklamaya çalıştığım bana güvenen insanların hakkımda neler düşüneceğini. İnsanlığımı kaybedeceğimi düşünürüm.  İnsanlık yararına vazgeçerim insana azap verecek kötülüklerden. İnsan olduğum için yaparım bunu, Müslüman olduğum için değil. Sorunla varsa çözümü için, başka çareler aramaya başlarım. Bulamazsam vaz geçerim. Ben aç olmasam da bilirim. Komşum yatağa aç girmektedir. Diğer komşumun iki torununu da şehit diye getirmişlerdir. Biri polis memuru diğeri fakir olduğu için bedelini canıyla ödeyen gencecik bir erdir. 3,5 Milyon Suriyeliyi Allah adına Yurda sokarak, bakımlarını üstlenen kendi emeklisine maaş veremeyen bir hükumetim mensupları haksızlık yapmamışlar mıdır? Bu görevi BM in üstlenmesi gerekmez miydi? Diye düşünürüm şayet ben tekâmül etmiş bir insanım, bu topluma ait bir bireyim diyorsam. Durup dururken komşularımızla düşman olmamızın sebebi neydi. Şamdan başka Allaha yakaracak cami mi yoktu da. Suriye’ye efelendik ve başımıza bu kadar belayı aldık. Diye de sorardım kendime. Soru sormadan düşünülemediği için bende de binlerce konuyu düşünüp, cevaplamaya çalışır veya musibetin müsebbibinden cevaplanmasını isterim.  Aslında bu işe sen ne karışıyorsun. Bu işler Hükumetin işi. Bırak onlar halletsin. Dersen, işte orada yanılıyorsunuz.  Bırakmam. Bu ülkenin bir vatandaşı olarak milletine hizmet için seçilen hükumetten, yapılmaması gereken işleri yaptığı için, hesap sorarım. Ehil olmayan birinin 80 milyonu felakete sürüklemesine göz yumamam mesela. Ben insanım diyorsam. Sonuna kadar mücadele ederim. Nasıl dert etmem yahu. Memleket ayağımızın altından kayıp giderken, sen neden umursamaz ve duygusuzsun diye soramaz mıyım sana. İnsansam. İnsan olmak istiyorsam sorarım atalet esiri arkadaşım.

Benim üzerimde resmi olarak seksen milyonun siyasi sorumluluğu olmadığı halde, sadece insan olmanın bana yüklediği bir sorumluluğu alabiliyorsam. Sen halkın sorumluluğunu üzerinde taşımaya and içmiş, bu konuda halkın meclisinde yemin etmiş biri olarak. Halkın tüm değerlerini yok etmeye arlanmıyor musun? Halkın rejiminden başlayarak, adalet, ahlak, eğitim ve tüm maddi ve manevi değerlerini yok etmeye hakkın olduğunu nasıl düşünebilirsin.


Cemal K. Demir

 

 


Hiç yorum yok: