5 Kasım 2017 Pazar

SİYASETİN AĞLAMA DUVARI


Aldatılma, aldanma ve aldatma sarmalı üzerine.
...Hani her şey güzel olacaktı.
HDP İn Kürt milliyetçiliği yapmasına rağmen Türk milliyetçiliği yapılıyor diyerek, Türkiye cumhuriyetinin sembolü, Türk milletinin kimliği olan Türk bayrağını hedef alması ilginçti. Bu duruma karşı gelmediniz, aksine çanak tuttunuz.
O günlerde sizi kim veya kimler aldattı?
Dünya da belki ilk kez, elli bin kişinin katili ve uluslararası terör örgütü olarak ilan edilmiş kanlı bir örgütün kuyruğu bir parti hainlik ettiği milletin meclisine girmiştir. Daha kötüsü düzmece barış görüşmeleri altında PKK üyeleri sınırdan içeriye davul zurnayla alınmış ve düzmece mahkemelerin kararlarıyla aklanmaya çalışılmıştır. Tüm bu ihanetin müsebbibi ise siz AKP ve yandaşlarının Fetö’cü diye çamur atmaya kalktığınız Kemal Kılıçdaroğlu değildir. Yapılan bu ihanetin sorumlusu, siz on beş yıldan buyana iktidarda bulunan, AKP ve size akıl veren yandaş akıl hocalarınız ve ya dostumuz ABD midir? Sizi bu konuda aldatanlar kimdir, Sn. Muhterem?
Düzmece mahkemelerde teröristlerin gizli tanıklığında Türk ordusunun gözde subaylarını ve Generallerini hapse attıran, cumhuriyet düşmanlarını nasıl fark etmediniz ki, Mahkemelere onay verip bir de o düzmece mahkemelerin savcılığına soyundunuz.
TC. E bayrağımıza, cumhuriyetimize ve Ataya karşı dil uzatmayı, bayrak ve TC yasaklamayı bir marifet saymanızı da size yaptıran Kemal bey miydi? Üstelik tüm bunları cumhuriyete ihanet içinde olan bir terör örgütü ile beraber yaptınız. Memleketin ne kadar satılık kalemi ve sanatçı dediğiniz şarkıcı ve hayatlarının yalanını oynayan oyuncu takımını akilmiş gibi göstererek yaptınız. Öyle ki bu akil muhteremler "Bozacının şahidi şıracı. Misali." Durumunu görmediniz. Kimseyi dinlemediniz. Bu gün aldandığınızı itiraf ediyorsunuz. Sizi bu konu da akiller mi aldattı?
Demokrasinin sadece Kürtler için değil, tüm TC halkı için gerekliliğini savunmak varken, yarattığınız algıda, bu memlekette ezilenlerin sadece Kürt halkı vurgusu yapılmasının bizi nerelere getirdiğini bu gün görebiliyor musunuz? O gün sizi destekleyen yandaşlarınız ki, bunların içerisinde kalemini üç kuruşa satmış akademisyenlerin varlığı hala içimi sızlatmaktadır. Onların da bu yanlışlığı idrak ettiklerini sanıyorum. Ve gayet iyi biliyorum ki, siz siyasi erk temsilcileri ve satın aldığınız kişiler bir gün Türk yargısı önünde hesap vereceksiniz. Aldandım sözünün sizi ve sizleri kurtaramayacağı yerdesiniz. Aldatma cezayı arttırabiliyor fakat reşit kimselerin aldanması, hafifletmiyor maalesef.
Ey muhterem. Sizlerle birlikte Türk siyasi hayatına organize suç şebekeleri de girmiş oldu. Daha dün “Ne istediler de vermedik.” Dediğiniz bir Fetö oluşumu şimdi çok bariz bir şekilde anlıyoruz ki; Sizinle birlikte memleketi yönetmiş. Bu oluşum sebebiyle yaşadığınız korku ve paniğe toplumca şahit oluyoruz. Bir kaç aydan bu yana, fetö üyeleri dediğiniz suçlu avında olmanız, sizin ve memleketimiz için tehlikenin ne boyutlarda olduğunun bir göstergesidir. Sayenizde aldatıldım, demeyle geçiştirilemeyecek kadar büyük bir suç işlenmiştir. Tehlike içine sokulan Laik cumhuriyet rejimidir. O sebeple sizin aldatıldım diyerek molayı mhafife almadıza ve benim aldatıldığınızı sormama gerek olmadığı yerdeyiz. Sizin ara sıra da olsa ama lillaaaa ki, genellikle bir çıkmaza girdiğinizde dilinizden düşürmediğiniz, Atatürkçülüğünüze kimse inanmıyor bu ülkede. Çünkü sizin cumhuriyet konusunda ki kimliğinizi açığa çıkaran birçok söylevleriniz sosyal medya sayesinde kayıt altına alınmış ve halkın belleğine yerleşmiş bulunuyor.
Daha önce övgüler düzdüğünüz, muhterem dediğiniz birinin şer odaklı mahkemelerine destek vermeniz, davaların savcısı olurum demeniz zat-ı muhterem büyüğünüz aklınıza geldikçe, aldanmanın o dayanılmaz kâbusunu yaşadığınızdan eminim. Bu durumun üstesinden darbe fırsatçılığı ile gelmek istemeniz ise, itildiğiniz suç girdabında yangına benzin dökmekle eş değerdir. “O hal” ilanı ve o hal kapsamında getirdiğiniz hukuksuz o hal yasaları ile bu kaosun üstesinden geleceğinizi düşünmeniz ise yanılgının, aldatılmanın en büyüğüdür. Akla ihtiyacınız var Sn. Muhterem. Yandaş ve şak şakçıya değil, O akıl sizin hiç kale almadığınız bu otoriter tutumunuzu görüp te tehlikeyi sezen, bir avuç cesaretli ve dirayetli halkınız da var. Bırakın halkı özgürce eleştirsin. Eleştirsin ki, siz bu eleştirilerden doğrusunun hangisi olduğunu çıkarın. Bir daha aldanmayın ve ağlamayın. Siyasetin mezarlığında hep pişmanlıklar yatar. Mezar taşları ise ağlama duvarı gibidir. gerçek şu ki, ne kadar ağlayıp, yakınsanız da siyaset affetmez. Son geldiyse sizi de o çukura itecektir.  
 
İktidarınızın sonuna geldiğinizi siz de çok iyi biliyorsunuz. Fakat son günlerde yine aldatılmaya meyillisiniz. Şunu bilin ki, sizi bu güne kadar sizden başka kimse aldatmadı. Sizi aldatan ve aldatışınıza inanan yine siz oldunuz. Bir daha tekrar etmek istiyorum. Gelin sizi eleştiren halkınıza bir kulak verin ve siyasi yaşamınız boyunca aldanmadığınız tek bir kararınız olsun. Sizi şak şaklayanları değil, eleştirenleri dinleyin. Çünkü bu durumdan kurtuluşunuzun kararını yine o sizi eleştiren halk verecektir, buna emin olun.
cemal k. demir/11.17

Hiç yorum yok: