ŞİİR HAKKINDA KISA KISA

 

Şiir hayatın ta kendisidir, her yönüdür. Başta şairler olmak üzere şiirle cidden ilgilenen, şiir seven kişiler hayatın gerçek tanıklarıdır. Hayatı her yönüyle özümsemiş, onu yaşayan insanlardır.

Şiir insanlar içindir, insandan insana geçer. Şiiri anlamak ve yazmak için hayat deneyimi gerek, düşün gücü, iletişim gerek, her şeye uzanmak, ulaşabilmek gerek. Şiire kıvrak dil gerek,  sofayı anlatmak için sofa kelimesine ne gerek. Şairin, dumanı tüten bir aşkı anlatmak için,  aşk kelimesinden daha güçlüsünü bulması gerek.  ”Ahmet Haşim, “Şiir, bir hikâye değil, sessiz bir şarkıdır” diye tanımlar şiiri; Sözcükler içinize işler, dinlemesen de hissedersin.

Salah Birsel'e göre şiir, “Doğrusu şiirin hiçbir anlamı olmaması değil, şiirin o anlamı bağırmaması gerekir“.

Bu yorumdan yola çıkarsak, şiirin asıl işlevi anlatmak değildir, duygunu karşıya, yani alıcıya ulaştırmaktır. Onun içinde hissettiklerinin doğrultusunda hisler uyandırabilmektir. İnsanlarda  anlatılan konu üzerinde bir his uyanırsa, içsel olarak konuya dahil olurlar ve konuları daha kolay kavrayabilirlerdi. Bu sebepledir ki, şiirsel yazım özü bakımından insanlara daha çabuk ulaşan bir aktarma sistemidir.

,,,,,,

Çünkü şiirin yükü duyguysa ancak o zaman şiirdir. Şiir duygu taşır. belki şairin hissettiklerini sende uyandırır. Belki de içinde unuttuğun duyguları ayaklandırır,

O sebeple şiirde mana aramak yersizdir. Şiir manasız bir şekilde alazlanmak, içini kusarak boşaltmakta değildir. Şiir hiddet ve şiddet içerebilir. Fakat bu duygusal patlamaları içinde eritebilmelidir. Duygunu karşıya geçirebilmen için, içindekini teneffüs eder gibi, bir bardağa su koyar gibi, bir badeyi sunar gibi sahibine ulaştırman gerekir. Şiirin doğasında vardır, kadehler kırılabilir. Ama hissettikleri şairin kırılmadan alıcısına ulaşmalıdır. Amaç budur. O sır da şairin kaleminde gizlidir.

Sevgiyle kalın

Cemal K. Demir